1993 yılında imzalanan Oslo anlaşmasının sonucu olarak kurulan Filistin Yönetimi, Batı Şeria’daki Filistinlilerin can ve mal güvenliklerini korumaktan aciz kalıyor.
Filistin Yönetimi, Filistin halkını korumak yerine İsrail’le varılan güvenlik işbirliği anlaşması gereği, adeta İsrail’in Batı Şeria’daki birimi olarak çalışıyor, Filistinli direnişçileri tutuklayarak direniş örgütlenmesini etkisiz hale getirmeye çalışıyor.
İsrail parlamentosu, Yahudi yerleşimcilere Filistin topraklarında tapulu arazilere yerleşim yeri kurma izni veren yasa tasarısını onaylaması karşısında da Filistin Yönetimi etkili bir tepki ortaya koyamadı.
Filistin Yönetimi’nin Batı Şeria’da oynadığı rol üzerine açıklamalarda bulunan İslami Cihad Hareketi’nin Gazze’deki liderlerinden Muhammed el-Hindi, “Filistinlilerin mal varlıklarını ve topraklarını koruyamayan Filistin Yönetimi, çekip gitsin. İşgale karşı direnişe başlayarak topraklarını ve mal varlıklarını koruması için halkın önünü açmalıdır” dedi.
El-Hindi açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Filistin Yönetimi, Batı Şeria’daki Filistinlilerin topraklarını gasbeden, evlerini yıkan işgal rejimine karşı mücadele veren mücahitleri ve direnişçileri tutuklamaktan utanmalıdır.”
El-Hindi, Filistin Yönetimi’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gitme yönündeki işaretlerinin daha önce Filistin halkına sunulan evhamlardan birisi olduğunu kaydetti.
El-Hindi “İsrail, her gün yerleşim merkezleri kararı alıyor, ırkçı kanunlar belirliyor. Filistin Yönetimi ise direnişin peşini bırakmıyor sonra da uluslararası kurumlardan insaf bekliyor. Eğer biz birbirimize yardım etmezsek kendi haklarımızı korumazsak, direnişe karşı saflarımızı birleştirmezsek bizi ne birisi savunur ne de bize karşı insaflı olur” diye konuştu.
KUDÜS HABER