“SİNVAR’IN LİDER OLMASI HAMAS’IN DURUŞUNU DEĞİŞTİRMEZ”

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın önde gelen liderlerinden Mahmud Zahar, Filistin davasının içinde bulunduğu süreçle ilgili olarak Lübnan’dan yayın yapan el-Meyadin televizyonuna çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Hamas’ın Suriye dahil bir çok Arap ülkeleriyle bozulan ilişkilerini düzeltmek istediğini belirten Zahar, Hamas’ın Gazze liderliğine Yahya Sinvar’ın seçilmesinin Hamas’ın duruşunda bir değişiklik yaratmayacağını, İsrail’e karşı mücadele stratejisinin eskisi gibi sürdürüleceğini söyledi.

İran’da düzenlenecek Filistin Konferansı’na katılacak Hamas heyetinin Gazze’den çıkışı için Mısırlı yetkililerle görüşmelerinde devam ettiğini ifade eden Zahar, Hamas – İran ilişkilerini güçlendirmek istediklerini sözlerine ekledi.

 “KONFERANSLARDAKİ Şİİ- SÜNNİ AYRIMCILIĞI DOĞRU DEĞİL”

Müslümanlar arasındaki mezhepçi yaklaşımları eleştiren Zahar, İran’da düzenlenecek Filistin konferansına işaret ederek “Biz bu tür konferansların bir çok yerde düzenlenmesini istiyoruz. Endonezya’da, Malezya’da, Senegal’de ve Sudan’da… Fakat maalesef insanlar bugün bu tür konferanslara katılmamak için “Onlar Sünni bunlar şii, onlar Arap bunlar berberi” gibi sebeplere sığınıyorlar. Bunlar, batının bizi parçalamak için hazırladığı bir oyundu ve başardılar. Biz bu tür konferansların düzenlenmesini ve sayısının artmasını istiyoruz. Konferansa katılan her devlet kendi açısından Filistin davasına vereceği finans, askeri ya da diplomatik desteğini ilan eder ve yeni ufuklar açar. Elbette somut sonuçlar istiyoruz. Herhangi bir konferansın sonuçları gibi sadece ilan etmekle yetinilmemesini istiyoruz” dedi.

“FİLİSTİN DAVASINA VERİLEN DESTEK YETERLİ DEĞİL”

Açıklamasında Filistin’e destek olma olgusunu sorgulayan Zahar “Senin Filistin davasına destek olduğunu farzedelim. Peki ne veriyorsun? Kuzey Afrika ülkeleri, Filistin davasına destek oluyor ama ne veriyor? Senagal, Filistin davasına destek oluyor? Nedir bu destek? Ben özellikle de dünya nüfusunun üçte birini teşkil eden İslam aleminden bahsediyorum. Filistin davasına ne veriyorlar? Hiçbir şey! İran, direnişe destek oluyor. Peki İran’ın tek başına yaptığı bu desteği, nükleer bombası olan İsrail rejimine karşı bir denge oluşturabilmesi için yeterli mi? Gazze’deki direnişin gücü az, Batı Şeria ve Kudüs’teki halk direnişi ise bıçaklı saldırı, ezme ya da protesto gösterisine sığınıyor. Burada güç dengelerinin boyutundan söz ediyorum. Direnişe gelen destek, İsrail’i ortadan kaldırmaya yol açacak stratejik bir denge yaratacak çapta değil” şeklinde konuştu.

ZAHAR, İRAN DIŞINDAKİ DİĞER İSLAM ÜLKELERİNDEN UMUTSUZ

Türkiye’nin Filistin’e sadece insani yardım anlamında destek olduğunu fakat içinde bulunduğu durumu anlayışla karşıladıklarını belirten Zahar, “İslam ve Arap ülkelerinin Filistin davasına desteğini artırmak için çabalıyoruz. Birinci aşamada biz, İran’la ilişkilerimizi daha çok güçlendirmek istiyoruz. Fakat bunun önünde engeller var. Mesela, İran’daki konferansa katılmak için Refah sınır kapısından geçmek istediğimizi Mısır’a ilettik ama henüz yanıt gelmedi. Konferansa katılıp katılmayacağımızı bilmiyorum. Biz, direniş ehliyiz. Diğer ülkelerin Filistin davasına yaklaşmasıyla ilgili olarak ise şunları söyleyebiliriz. Batı’daki, özellikle de Amerika’daki değişikliklerden sonra İslam ve Arap ülkelerinin Filistin davasına karşı duruşunu değiştirmesi mümkün gözükmüyor. Durum gayet açık. Herkes korkuyor ve kendi başının çaresine düştü.

Şimdi önceliğimiz, Filistin direnişinin özellikle de Hamas ve İslami Cihad’ın para ve silahla desteklenmesidir. Şu aşamada Gazze’deki meşalenin sönmemesi gerekiyor.”

 “FİLİSTİN’DE BÖLÜNMÜŞLÜK YOK, FETİH ÇİZGİDEN SAPTI”

Filistinliler arası bölünmüşlüğün olduğu iddialarını eleştiren Zahar “Ben, bölünmüşlük kelimesini kullanmayı tercih etmiyorum. Biz, ortaklar değiliz ki bölünelim. Bazıları, Filistin programından çıktı. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün programı, İsrail’le güvenlik işbirliği programına dönüştü. Filistin programından saptı. Biz, olduğumuz yerde kaldık. Onlar, Filistin programından, tarihinden ve misakından çıktılar. Daima, Filistin davasına bağlı kalanla sapanları eşit göstermek için bölünmüşlüğün tarafları ibaresini kullanıyorlar” dedi.

“SURİYE’YLE İLİŞKİLERİMİZİ YENİDEN KURACAĞIZ”

Arap Baharı sürecini değerlendiren Zahar, Suriye dahil bir çok Arap ülkesiyle bozulan ilişkileri düzeltmek istediklerini söyledi. Zahar, konuşmasına şu ifadelerle devam etti: Arap dünyasında bir tufan meydana geldi. Irak, Libya, Suriye ve Lübnan’ı yıktı, Mısır ve Sudan’ı değiştirdi, Türkiye’de girişimler oldu. Bu dalgaların olduğu dönemde boğulmamak için küçük bir kayanın üzerinde durmaya çalıştık. Şimdi dalgalar duruldu. Küçük de olsa bir sandala binmemiz gerekiyor ki adaya ulaşalım ve direniş programı için sunulacak destekten istifade edebilelim. Tufandan etkilenen bu devletler, güç dengelerine ve istikrara kavuştuğu zaman tüm bu ülkelerle ilişkilerimizi yeniden kurmalıyız. Çünkü önümüzde, tüm bu çevrelerin en güçlü düşmanı İsrail var. İlişki kuracağımız ülkeler arasında Suriye de var. Lübnan, Sudan, Tunus, Fas, Libya ve Irak da var. Biz, ümmetin oynaması gerek rolünü üstlenmesi ve vahdetine kavuşmasını arzu ediyoruz. Batıdan çıkan ve bazı Arapların ümmeti mezhebi ve etnik olarak bölmek için kullandığı söylemlere son vermeliyiz. Çünkü biz, bu yemeği yedik ve batının avı olduk.”

KUDÜS HABER