CIA Şefi Mike Pompeo Cuma günü Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a giderek terörizmle sözde mücadalesinden dolayı Veliaht Prens Muhammed bin Nayif'e CIA'in bir ödülünü takdim etti.ABD casusluk teşkilatı başkanının Suudi Arabistan'a yaptığı son ziyaretin olumsuz sonuçlar vermesi muhtemel.
Aynı zamanda başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı olan Nayif'e verilen ödüle Bill Clinton ve George W. Bush döneminin CIA direktrörü olan George Tenet'in adı verilmişti.
Ödül töreni sırasında konuşan Nayif ABD-Suud ilişkilerini güçlü ve tarihi olmakla övdü. Ayrıca bu ilişkilerin hiçbir zaman zarar görmeyeceğini de belirtti.
CIA'den Suud Ailesine Terör Ödülü
Bu ödül beraberinde pek çok kesimin eleştirisini de getirdi. Zira Suudi Arabistan yönetiminin resmi dini ideolojisi Vahhabiliktir ve IŞİD, El-Kaide, Boko Haram, Al-Şaba ve Taliban gibi dünyadaki pek çok Tekfirci terörist gruba ilham kaynağı olmuştur. Ayrıca Suud rejimi Suriye ve Irak'taki meşru yönetimlere karşı eylemlerde bulunan tekfirci gruplara ideolojik, maddi ve askeri olarak destek vermektedir. Bu gruplar zaman zaman dünyanın diğer bölgelerinde de eylemler gerçekleştirmektedir.
Suudiler CIA'den terörle sözde mücadele ödülü alsalar da geçen Ekim ayında Wikileaks'ta yayınlanan ve dönemin (2014) Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tarafından Suudi Arabistan'ın IŞİD'e desteği hakkında yazılan bir email'e göre durum oldukça farklıdır: "Bir yandan bu askeri ve milis güçlerin düzenlediği operasyonlar devam ederken diğer yandan da Katar ve Suudi Arabistan'a karşı baskı oluşturmak için diplomatik gücümüz ile geleneksel istihbarat varlıklarımızı kullanmamız gerekmektedir. Bu iki ülke IŞİD'e el altından maddi ve lojistik destek sağlamaktadır."
CIA Şefinin Suudi Arabistan Ziyaretinin Sonuçları
Bu ziyaretin ilk sonuçlarından birisi bölgedeki ABD destekli terörizmin yeni Donald Trump yönetiminin gözetimi altında devam edecek olmasıdır.
Nayif'in CIA'den ödül alması Kral Salman'ın halefi olarak kendisine gizli bir destektir. Ayrıca Washington'un mevcut hasta ve yaşlı kraldan da öte Suudi kabilesine nüfuz etme çabalarını sürdüreceğine dair açık deliller mevcuttur. Kralın yeğeni olan 56 yaşındaki Nayif ile kralın oğlu ve yaşça daha genç olan İkinci Veliaht Prens Muhammed bin Salman arasındaki gizli iktidar savaşının CIA'in Nayif'e verdiği desteğe rağmen sürüp sürmeyeceği merak konusudur.
Pompeo'nun Suudi Arabistan ziyaretinin bir diğer yönü de Terör Destekçilerine Karşı Adalet (JASTA) ile ilgilidir. JASTA sayesinde ABD topraklarında gerçekleştirilen terör eylemleri için dava açılması yasal hale gelmiştir. Bu yasa 11 Eylül olayları için Suud rejmine dava açılmasının önünü açmıştır. 11 Eylül ve ilgili El-Kaide davaları üzerine çalışan eski FBI ajanı John Guandolo, Suudi Arabistan'ın eski ABD büyükelçisi Bender bin Sultan bin Abdulaziz el Suud'un 11 Eylül dosyasında önemli bir şüpheli olduğunu söylemiştir.
Guandolo Hem Bender bin Sultan'ın hem de ABD yönetimi tarafından küresel terörizmi desteklediği bilinen diğer Suudilerin terör şüphelisi muamelesi görmesi gerektiğini açıklamıştır. Pompeo'nun bu ziyaretiyle terör ile ilişkili hiçbir Suud prensine JASTA'nın uygulanmayacağının ve ABD tarafından dava edilmeyeceğinin garantisi verilmiştir.
İran ile Karşılaşma
CIA şefinin Riyad ziyaretinde Batı Asya bölgesinde terörle mücadelede başı çeken İran ile nasıl mücadele edileceği konusunda da görüş alışverişinde bulunulmuştur. Geçen Ocak ayında Al Monitor'de yayınlanan makalesinde Bruce Riedel (Asya uzmanı) bu ziyaretin her iki taraf için de teröre karşı sözde savaş konusunda karşılıklı güven tazeleme anlamına gelebileceğine işaret etmiştir. Ayrıca Obama döneminde CIA direktörü olan John Brennan'ın Muhammed bin Nayif ile işbirliği konusunda kilit bir isim olduğunun da altını çizmiştir. 22 Ocak'ta yayınlanan makalesinde yeni CIA şefine en kısa zamanda Riyad'a bir ziyaret gerçekleştirmesini ve Suudi yönetimine terör tehdidi ve İran'a karşı işbirliğinin devam etmesi konusunda garanti vermesini tavsiye etmiştir. Suudi destekli İranofobi'nin CIA şefinin Riyad sonrası yeni bir boyut kazanması beklenmektedir.
Suudi Arabistan rejiminin Tekfirci gruplara verdiği destek sayesinde bölgeyi istikrarsızlaştırıcı en önemli unsur olduğu dikkate alınırsa Trump'ın Riyad'a desteği ile Batı Asya'da güvenlik sorununun daha da artacağı ve terörizmin Trump'ın gözetiminde yayılmaya devam edeceği söylenebilir.
KUDÜS HABER