Kürdistan'ın Doğum Sancısı Başladı

Kürtler, “birleşik” Irak’ta en kötü felaketleri yaşadılar. Bugün Bağdat’ın tehdit dolu cümlelerine ve Irak’ın açık bir çatışma sürecine gitme ihtimali olmasına rağmen oy kullanıyor ve kutlamalar yapıyorlar. 

01 Ekim 2017
Kürdistan'ın Doğum Sancısı Başladı

Ofra Bengio – Haaretz

Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık referandumunu yapma konusunda kararlıydı. Bu konuda Bağdat’ın ya da diğer tarafların referandumu durdurma girişimleri rezil bir şekilde başarısız oldu.

Kürt halkı, 25 Eylül’ü beklerken yalnızca referandum gününün gelmesini beklemedi. Bir yandan da bir hafta öncesinden başlatılan tarihi kutlama ve şenliklere yoğun katılım gösterdi.

Bu süre zarfında, dost da düşman da referandumdan sonrası için birer kıyamet senaryosu çizmeye başladı. Kürdistan ve bütün Ortadoğu coğrafyası açısından felaket sonuçları olacak kanlı savaşların başgöstereceği ileri sürüldü. Bu senaryolar, Kürtlerin referandum kararını resmi bir şekilde açıklamasının hemen arkasından İran, Türkiye ve Irak tarafından başlatılan baskı ve tehdit kampanyasıyla da güçlenmiş oldular.

Bize göre; Türkiye ve İran, KBY’ye karşı tehdit ve yaptırımdan başka adım atacak gibi görünmüyor. Fakat burada asıl soru şu: Büyük kaybı yaşayan taraf olarak Irak’ın tepkisi tam olarak ne olacak?

Irak Başbakanı Haydar el-Abadi, güç kullanabilecekleri yönünde tehdit sergilerken KBY’ye karşı referandumdan sonra topyekün açık bir savaş başlatmaktan bahsetmiyordu muhtemelen.

Irak ordusu halen daha IŞİD ile savaştan aldığı yaraları sarıyor. IŞİD henüz bitmiş de değil. Kürtlere karşı yeni bir cephe açmak, Irak ordusunu zayıflatmakla kalmayıp, IŞİD’e karşı Peşmerge ile ordu arasındaki kritik ittifakı da yok edecek; dolayısıyla IŞİD’in belki de farklı isimler altında yeniden canlanmasına sebep olacak.

Abadi savaştan bahsetmese de Bağdat’ın iç meseleleri bu konuda beklenmedik sonuçlar doğurabilir.

Abadi bir yandan önümüzdeki yılın Nisan ayında yapılacak seçimlerde kendini Irak’a zafer ve barış getiren bir lider imajıyla sunmak isteyecek; diğer taraftan ise Irak’ın bölünmesine yol açan bir lider olarak tarihe gömülmek istemeyecektir. Dolayısıyla Abadi’nin KBY’ye yönelik güç kullanmaya dönük tehditleri söylem düzeyini aşmayabilir. Ama her şeye rağmen Irak’ın iç meselelerindeki çok yönlülük ve İran’ın teşvikiyle Haşd Şabi militanları Kerkük başta olmak üzere tartışmalı bölgeler konusunda bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

İstikrarlı ve birleşik Irak fikrine sıkı sıkıya bağlı olanlaraysa Kürt bölgesinin en çok da Irak ile “birleşik” haldeyken en kötü felaketlere düçar olduğunu hatırlatmak isteriz.

Geçmiş yüzyıl boyunca Kürtlerle merkezi yönetimler arasında dinmek bilmeyen savaşlar sürecine şahit olduk. Çünkü Kürt ve Arap milliyetçilik hareketleri bir arada varolamazlar!

2003’ten beri Irak’ta devam eden iç savaşa baktığımızda ise bu savaşın Araplar ve Kürtler arasında değil; Şiiler ve Sünniler arasında devam ettiğini görüyoruz.

Bir Kürt devletinin Ortadoğu’yu istikrarsızlaştıracağı düşüncesi çok da inandırıcı değildir. Çünkü Ortadoğu zaten kendi halkına zulmeden rejimler yüzünden kargaşa içindedir ve bu kargaşada Kürtlerin hiçbir payı yoktur.

Aynı şekilde, kurulacak Kürt devletinin bölgenin diğer ülkelerinde yaşayan Kürt azınlıkları etkileyeceği ve onları ayrılığa teşvik edeceği korkusu da yersizdir. Çünkü Irak’taki durum fiili olarak farklıydı. Burada zaten Irak’a isyan etmiş bir özerk bir Kürt yapılanması vardı.

Kürdistan’ın doğum sancısı krizlerle dolu bir şekilde zor ve çığlık çığlığa geçebilir. Hatta bir savaş bile yaşanabilir. Fakat uzun vadede bağımsız bir Kürt devleti, müreffeh koşullarıyla, kanıtlanmış hoşgörü ve ılımlılığıyla, Batı yanlısı eylemleriyle ve kahramanlığıyla Ortadoğu için istikrarın merkezi olacak.

Başkan Barzani, bağımsız Kürdistan’a giden yolda attığı adımlarla milli kahraman seviyesine yükseldi. Kendisi bu durumu şu sözlerle dile getiriyor: “Önümde iki seçenek var: Halkımın beklentisi ya da diğer ülkenin memnuniyeti. Ben, hayatıma mal olacak olsa da halkımın beklentisini seçiyorum”. Bağdat’ın bağımsızlık referandumunu ne şimdi ne de gelecekte asla kabul etmeyeceğine vurgu yaparak “Irak’ın bir parçası olmayı kabul etmeyeceğiz. Ne şimdi, ne de gelecekte” ifadelerini kullandı.

Ok yaydan çıktı!

(Çeviri: Enes Berat GÜRLER)

KUDÜS HABER

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.