Myanmar’ın Arakan eyaletinde yaşayan Müslüman Rohingyaların büyük bölümü, uygulanan şiddet ve soykırım sebebiyle Bangladeş’e kaçmak zorunda kaldı. Kaçışlar halen devam ederken uluslararası kuruluşlar da nihayet eyleme geçmeye başladı. Geçtiğimiz hafta bir araya gelen Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışişleri bakanları insan hakları ihlallerinde adı geçen Myanmarlı subaylara yaptırım uygulanmasını talep etti. Ancak söz konusu subayların kaç kişi oldukları ve isimleri basınla paylaşılmadı.

Öte yandan UNICEF de bir açıklama yaparak gerek Myanmar gerekse Bangladeş’teki kamplarda yaşayan toplam 720 bin Arakanlı çocuğun şiddet ve salgın hastalıklara karşı savunmasız olduğu uyarısında bulundu. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, Myanmar hükümetine de Rohingyalara yönelik şiddete son vermesi ve temel hakları iade etmesi çağrısında bulundu.

Diğer yandan Myanmar’daki düşünce kuruluşlarından Strateji ve Politika Enstitüsü'nün son yayınladığı üç aylık raporda Myanmar’ın, Aung San Suu Kyi liderliğindeki iktidar partisi NLD döneminde, Çin’e yakınlaştığı öne sürüldü. Rapora göre 2010 yılına kadar iki ülke arasındaki ilişkiler askeri rejim üzerinden yürüyordu. Uluslararası baskılar ile cunta rejiminin Çin’e ekonomik bağımlılığı da güçlü ilişkilerin diğer sebepleriydi. 2010 yılından sonra gerçekleştirilen politik ve ekonomik reformlar Myanmar’ın başka ülkeler ile de ilişkiye geçmesine ve Çin karşıtlığının güçlenmesine neden oldu. Fakat Arakan krizinin yükselmesiyle birlikte Myanmar yönetimi yeniden Batı’dan uzaklaşıp Çin’e yakınlaşmaya başladı. Rapora göre Çin, Myanmar’ı nüfuz alanına dahil edecek ve Kuşak ve Yol İnisiyatifi çerçevesindeki projeleri hayata geçirmeye çalışacak. Çin’in Myanmar’daki silahlı etnik gruplar üzerindeki etkisi ve ulusal barış sürecine giden yolu kolaylaştırması da yakınlaşmayı sağlayan başka bir etken. ISP raporuna göre Çin bunların karşılığında Güney Çin Denizi’ndeki hak iddiaları gibi uluslararası konularda Myanmar’ın desteğini istiyor.

KUDÜS HABER