ABD Başkanı Donald Trump ellerinde kendileri ve sahadaki müttefikleri tarafından Suriye'de yakalanıp tutuklanmış bin kadar IŞİD’linin olduğunu açıklamış ve daha sonra da bunların vatandaşı oldukları Avrupa ülkeleri tarafından geri alınmasını istemişti.
Bu isteğe Almanya'dan tepki geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ancak "bu kişilerin Almanya'da derhal mahkemeye çıkarılmasının garantiye alınması ve gözaltında tutulmaları halinde” bunun mümkün olacağını ifade etti.
Maas sözlerinin devamında bunun gerçekleşebilmesi için yetkililerin ihtiyaç duyacağı bilgi ve belgelerin de garanti olmadığını belirtti.
Trump'ın talebine Almanya'dan gelen tepki bu yönde iken söz konusu teröristlere ne olacağına dair tahmin ve analizler de sürüyor. Şimdi American Herald Tribune haber sitesinde yayınlanan bir analizin özetine geçiyoruz:
American Herald Tribune yazarlarından CJ Werleman Tesnim Haber Ajansı tarafından yayınlanan ve Afganistan'da Taliban tarafından yakalanan IŞİD militanlarının ABD askerleri tarafından kurtarılmasını konu alan habere vurgu yapıyor.
Ve soruyor Taliban ve diğer isyancı gruplara karşı ABD'nin yeni müttefiği IŞİD mi?
Aslında bu yerinde bir soru Zira yakın tarih bunun örnekleriyle dolu. Örneğin Afganistan İran'da şahın devrilmesinin ardından gözlem merkezlerini Afganistan'a kaydırmak isteyen ABD Sovyetler Birliği'nin işgaliyle karşılaşır. Çözüm bellidir. Sovyetler'e kendi Vietnam'ını yaşatmak
Usame bin Ladin ve ABD Dışişleri Bakanlığının işbirliği ile dünyanın her tarafından uygun kişiler toplanır. Suudi Arabistan üzerinden vize alıp ABD'ye giderler.
ABD'de Washington dahil 52 devşirme merkezi bulunmaktadır. Toplanan ve devşirilen kişiler eğitim tesislerinde gerekli askeri eğitimleri alırlar ve Afganistan'a gönderilir.
ABD silahları ile Sovyetler'i Amu Derya nehrinin ötesine atarlar. Sovyetler mağlup olmuştur. Ayrıca attığını vuran, bombalayan ve havaya uçuran bir Arap-Afgan lejyonu oluşmuştur.
Bu lejyonun sonraki hedefi küçük devletlere bölünen Yugoslavya olur.
Bu lejyon daha sonra ABD'nin Irak, Libya ve Suriye gibi ülkeleri harabeye çevirme politikalarında farklı isimler altında en önemli rollerden birini oynadı.
Sonuç olarak ABD'nin elinde gözden çıkarılamayacak kadar değerli, iyi bir askeri eğitim almış ve sayıları bini bulan bir militan grubu var.
Peki hedef kim? ABD ve İsrail'in bir numaralı hedefi İran. Yıllardır zaten ambargo uygulanan bu ülkede söz konusu IŞİD militanları yardımı ile bir rejim değişikliği gerçekleştirebileceklerini düşünmeleri garip karşılanmamalı.
KUDÜS HABER