Konuşmasında bölgedeki son gelişmelere değinen Nasrallah “Bugün biz, Amerika – İsrail ve Suud projesine karşı zaferin eşiğindeyiz” dedi.
IŞİD’in Amerika yönetiminin iradesiyle kurulduğunu belirten Nasrallah, “Hedefleri, IŞİD’in Irak, Suriye ve Mısır’ı yerle bir etmesiydi. Fakat kültür, finans, subaylar, generaller, istihbarat ve silahlar Suudi Arabistan’dan geliyor. Başlangıçta böyleydi. Ama şimdi kontrolden çıktı. IŞİD’i gerçek anlamda kuran Amerika ve Suudi Arabistan’dır. Kim için? İsrail ve Amerika için” şeklinde konuştu.
Direnişin füzelerinin Dimona’daki nükleer tesisleri vurabilecek füze gücüne sahip olduğunu belirten Nasrallah, İsrail’den bu tesisleri kaldırmasını istedi. Direnişin elinde savaşın seyrini değiştirecek sürprizlerinin olduğunu hatırlatan Nasrallah “Direniş, İsrail’in nükleer tesislerini fırsata çevirecek güçtedir. İsrail, Amonyak depolarını nereye götürürse götürsün direniş bu tesisleri vurabilecek güçtedir” dedi.
Bazı Arap ülkelerinin 2006 yılındaki savaşta oynadığı role işaret eden Nasrallah “Bazı Arap ülkeleri, İsrail’in Lübnan’a açacağı yeni savaşı finanse etmeye hazır “ dedi.
Amerika Başkanı Donald Trump’la İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Washington’da gerçekleştirdiği görüşme söylenenlerin altını çizen Nasrallah “müzakere süreci vefat etti” şeklinde konuştu.
Filistin halkının zafer kazanacağını ifade eden Nasrallah, konuşmasına şu ifadelerle devam etti: “Filistin halkı asla teslim olmamalı. Teslim olmamak, direnişe devam etmek, direnişe ve direniş tercihine inanmak zaferi getirecektir. Direniş, Lübnan’ı ve Gazze’ye özgürleştirdi. Direnişin gerek asrımızda gerekse tarih boyunca tecrübesi bu şekildedir.
Bugün Filistin’deki direnişin en önemli şekli, Kudüs İntifadası’dır. Bu intifada devam etmeli. Ferdi düzeyde gerçekleştirilen eylemler, direnişin en önemli ve en büyük bir türüdür. Çünkü burada ne bir gruba ne de bir örgüte bağlı olma şartı var. Tek kişi, operasyonun sahibi, planlayıcısı, karar vericisi ve uygulayıcısı olunca kim engel olabilir? Bu eylemleri gerçekleştirenler gençler, çiftçiler, öğrenciler ve hocalar şeklinde şekillenmesi, Siyonistleri korkutuyor, tahtlarını sarsıyor. Siz, böylesine bir imani, genç ve büyük direniş gücüne sahipsiniz.
Filistin halkının bilmesini istediğim bir husus daha var. Bölge, şuan bulunduğu hal üzere kalmayacak. Dünya da olduğu gibi kalmayacak. Trump yönetimindeki Amerika, Bush yönetimindeki Amerika gibi değil. Şimdiki Amerikan ordusu da 10 yıl önce işgale gelen Amerikan ordusu değil. Tüm bu bölge değişiyor. Projeleri bir bir düşüyor. Acıların, fitnelerin, komploların kalbinden mücahid, direnişçi ve mü’min yeni nesiller dünyaya geldi. Bu nesil, her gün yaptıkları gibi net bir zaferi kazanacaklar. Ve sonunda bölgenin yüzünü değiştirecekler. Gelecekten umutluyuz. Geleceğe dönük tüm veriler, asla Filistin davasının tasfiye edilmesine dönük değildir. Veriler, Filistin davasına ihanet edenlerin ve münafıkların tasfiye edileceğini göstermektedir."
Yemen’de yaşanan son gelişmelere değinen Nasrallah, savaşın temel gücünün Suudi Arabistan, Amerika ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından oluşturulduğunu, bazı Arap ülkeleriyle İngiltere gibi batılı devletler tarafından desteklendiğini söyledi.
Nasrallah “Bugün buna bir ilavede de bulunmak istiyorum. Daha önceden Yemenli kardeşlerimiz söylüyordu ama biz emin olmak istemiştik. Bize göre artık bugün tüm veriler, İsrail’in de bu savaşa katıldığına işaret etmektedir. Teknolojisiyle, istihbaratıyla, bazı subay ve pilotlarıyla, silah ve imkanlarıyla bu savaşın bir parçasıdır. Netanyahu, ittifaktan bahsediyor. Nerede bu ittifak? Suud ile İsrail arasındaki ittifakın sahadaki karşılığı, Yemen’de görüşmektedir. Bu, belge ve verilere dayanmaktadır.
Yemen savaşı, birkaç hafta içerisinde bitirileceği düşüncesiyle başladı. Çünkü Yemen’dekiler mustazaf bir halktır. Fakir oldukları ve imkanlarının olmadığı, hemen üzerindeki hegemonya kurulacağı sanıldı. Onları hemen yener, ezeriz ve büyük bir zafer kazanırız diye düşündüler. Yemen halkının ezici bir çoğunluğu düşman saldırısına karşı mücadele etmektedir. Bugün Yemen’de yaşananlar gerçek bir efsanedir mucizedir. Tabi, Riyad’a tâbi olan ve Yemen’e komplo içinde olan Yemenliler de var. Yemen’in güneyi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin işgali altında. Bazı iller de tamamen IŞİD’in kontrolü altında.
Yemen halkı, ambargo altında yaşıyor. En az 16 – 17 milyon Yemenli 2 senedir ambargo altında yaşıyor. Ey Araplar! Onlar Arap. Ey Müslümanlar! Onlar Müslüman. Bunu Ensarullah ya da Halk Kongre’si değil Birleşmiş Milletler ve uluslar arası örgütler söylüyor. Yemen’de açlığın baş gösterdiğini söylüyorlar. Sayısı milyonlara ulaşacak açlık tehlikesinden bahsediyorlar. On binlerce çocuğun yetersiz ve kötü beslenmeden ötürü öldüğü ya da ölümle burun buruna olduğunu söylüyorlar. Nerede şeref? Nerede onur? Nerede vicdan?
Dün, kadınların bulunduğu bir taziye merasimini uçaklarla bombaladılar. Çok sayıda şehid ve yaralı var. Tüm bunlar, dünyanın gözleri önünde olup bitiyor. Ambargo, açlık, katliam her gün. Dünyanın her bir köşesinden kiralıkları topladılar. Evet Halk Direniş Komiteleri ve Yemen Ordusu, Suud Ordusu’na karşı savaşıyor. Ama Suud adına savaşanlar Suudiler değil. Yemen’den, Sudan’dan, Ürdün’den, Pakistan’dan kiralananlar savaşıyor. Peki Yemen’dekilerin bunlara karşı duruşu nedir? Açlığa, ambargoya, yıkıma ve katliama rağmen direniyorlar. Çünkü Yemen halkı “Zillet bizden uzaktır” diyorlar. Hangi halk, “zillet bizden uzaktır” derse orada kılıç ne olursa olsun, kan kılıca galip gelir" dedi.
Bahreyn’in Suudi Arabistan’ın işgali altında olduğunu savunan Nasrallah, Bahreyn halkının ve liderlerinin geçen zamana rağmen duruşlarını değiştirmediklerini söyledi. Bahreyn’deki ezici çoğunluğunun sivil bir şekilde mücadelesini sürdürdüğünü ifade eden Nasrallah, Şeyh İsa Kasım’ın halk tarafından korunmasını takdirle karşıladığını sözlerine ekledi.
Bahreyn halkının silahlı olmadığını ve silahlanma niyetlerinin de olmadığına dikkat çeken Nasrallah “Şeyh İsa Kasım’ı Bahreyn halkı korudu. Tarihte bunun bir benzeri yok. Bir lider evinde ve şehir, emniyet güçleri tarafından kuşatılmış durumda. 6 ayı aşkın bir süredir bu böyle. Gece gündüz, yaz kış demeden, çıplak göğüsleri ve yumruklarıyla liderlerini koruyorlar. Dünyada böyle bir örnek yok? Hatta liderlerini savunurken bazıları yaralandı bazıları da şehid oldu” dedi.
Nasrallah, Bahreyn’de yaşananlar karşısında dünyanın sessizliğini ve bazı alimlerin Bahreyn halkına yapılan baskılara meşruiyet kazandıran fetvalarına tepki gösterdi.
KUDÜS HABER