ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Çin'den ithal edilen ürünlere uygulanan vergilerin artırılması kararı almıştı.
Bu kararla ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşının yanı sıra Çin'de doğum oranlarının azalması, nüfusun yaşlanması, ücretlerin düşmesi, telif hakları ile markaların korunması
konusunda yasal boşluklar ve çevreyle ilgili yasaların ağırlaştırılması gibi etkenler yabancı yatırımcıların Çin'i terk etmeyi düşünmesine sebep oldu.
Çin'deki yabancı yatırımcılar arasında Tayvanlılar önemli bir yer oluşturuyor.
Sadece 2018 yılı içinde toplam değeri 8,5 milyar doları bulan 726 başvuru yapıldı.
Tayvanlı yatırımcılar 2010 yılında da Çin'e 14,6 milyar dolarlık yatırım yapmıştı ve şu ana kadarki en yüksek miktar bu oldu.
Tayvan Ocak ayında yatırımcılar için yeni bir taşvik planı sundu.
Tayvan Ekonomi Bakanlığına göre de 28 firma Çin'den Tayvan'a dönmek için çalışmalara başladı.
Şu ana kadar bunların 14 tanesinin başvuruları kabul edildi.
Başvuruları kabul edilenler arasında bilgisayar üreticisi Quanta, otomobil parçası üreten Mobiletron ve bisiklet üreticisi Giant bulunuyor.
Bakanlık onaylanan söz konusu 14 yatırımın toplam değerinin 1,3 milyar dolar olduğunu ve 4400 kişiye istihdam yaratacağını açıkladı.
Bu rakam aynı zamanda 2018'de Tayvan'a akan toplan 11,4 milyar dolarlık yatırımın yüzde 11'ine karşılık geliyor.
2019'da da kredi ve göçmen işçi çalıştırma şartlarının hafifletilmesi gibi hükümet teşviklerinden yararlanmak isteyen yaklaşık 30 firmanın Çin'den Tayvan'a dönmesi bekleniyor.
Bu arada siyasi gelişmelerin de ekonomiyi oldukça etkilediği unutulmamalı.
Zira Tayvan'ın tekrar Çin'e bağlanmasını savunan Çin Ulusal Partisi en son yerel seçimde 22 şehrin 15'ini kazanmıştı. 2020'de de Tayvan'ı bir genel seçim bekliyor.
Tayvan'ın bağımsızlığının devam etmesini isteyenler ise Çin yönetiminin Çin'de okumak, çalışmak ya da yatırım yapmak isteyen Tayvanlılara sağladığı kolaylıkların bir siyasi nüfuz aracı
olarak kullanılmasından endişe ediyor.
KUDÜS HABER