AIPAC olarak da bilinen Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin yıllık konferansı Pazar günü başlamıştı.

 

Dün devam eden konferansın sabah oturumunda ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence söz aldı.

 

Pence konuşmasına Başkan Donald Trump'ın kazandığı 2016 seçimlerine müdahale iddialarını içeren Mueller Raporundan bahsederek başladı.

 

Seçimlere Rusya hükümetinin müdahele iddialarının yalan olduğunun ortaya çıkmasının hem ülke hem de Başkan için çok önemli olduğunu söyledi.

 

Söz ABD – İsrail ilişkilerine gelince ortak davaya, değerlere ve kavgaya sahip oldukları için İsrail'in yanında yer aldıklarını belirtti.

 

ABD'nin İsrail'in güvenliğine verdiği desteğin hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu ifade etti. Trump yönetiminin Filistin Kurtuluş Örgütü'nün teröristlere destek verdiği bahanesiyle

 

cezalandırdığını, Taylor Force yasasını kabul ettiğini, Filistinliler için Birleşmiş Milletler'de kurulmuş fona yardım yapmayı durdurduğunu, İsrail büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı

aldığını ve son olarak Golan'ı İsrail'e ait kabul eden kararı imzaladığını hatırlattı.

 

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara da değinen Pence terörist olmakla itham ettiği Hamas'ın barışın bir tarafı olamayacağını iddia etti. ABD'nin böyle bir Hamas ile asla müzakere

yapmayacağını söyledi.

 

Pence Demokrat Kongre üyesi İlhan Ömer'in açıklamalarına da değindi. Anti semitizmin yükselişte olduğunu öne sürdü. Kongre'de Anti semitizme yer olmadığını söyledi.

 

Bunun yanında Ömer'in Temsilciler Meclisi Dış İşleri Komitesi'nden de atılması gerektiğini ifade etti. İsrail'e destek meselesinin partiler üstü olmaktan çıktığını ve Demokratların Anti

 

semitizmi tercih ettiğini iddia etti. 2020 Başkanlık seçimlerindeki Demokrat adaylardan Minnesota Senatörü Amy Klobuchar dışındakilerin BDS'yi yasaklayan yasaya karşı olduğunu

 

hatırlattı.ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Pazartesi gününün konuşmacıları arasındaydı. Pompeo da Pence gibi Anti semitizme değindi. Anti Siyonizmin anti semitizm olduğunu

 

iddia etti.

 

Başkan Trump'ın Anti semitizm ile mücadeleye yüksek bir öncelik verdiğini belirtti. İran'ın Anti semitizmin bir numaralı destekçisi olduğunu öne sürdü.

 

Pompeo düzeltilemeyecek kadar kötü olarak nitelendirdiği nükleer anlaşmanın Ayetullahların cebine yüz milyonlarca dolar girmesine neden olduğunu ve İran'ın bölgesel hakimiyet

 

çabalarına kaynak sağladığını iddia etti. ABD'yi bu anlaşmadan çektikten sonra İran ve vekillerine yönelik tarihteki en büyük kampanyayı başlattıklarını ve onlara acıyı hissettirdiklerini

 

ileri sürdü. Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah ve İran'daki dostlarının kontrol altına alınıp korkutulduğunu iddia etti. Nasrallah'ın Lübnan halkından para dilenmeye başladığını savundu.

 

Pompeo Ortadoğu sözde barış planı için çalışan ABD Başkan danışmanı Jared Kushner ve Özel temsilcisi Jason Greenblatt'in çabalarına dikkat çekti. Şubat ayında Varşova'da 

 

düzenlenen güvenlik zirvesinde Arap ve İsrailli politikacıların yan yana oturmasının tarihi bir an olduğunu söyledi.

 

Pompeo ayrıca Trump'ın Golan'ı İsrail'e veren kararının da oldukça önemli olduğunu hatırlattı. İngiltere'de muhalefette bulunan İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'i partide Anti semitizme

tolerans göstermekle itham etti.

 

KUDÜS HABER