Manama Diyaloğu 2020 zirvesinde bazı Arap ülkeleri temsilcileriyle İsrail’li yetkililer İran karşıtlığında buluşurken, zirve ilginç diyaloglara sahne oldu.
Bahreyn’in başkenti Manama’da haftasonu gerçekleştirilen zirvede ortak nokta İran düşmanlığı olurken, son oturum “Ortadoğu'da Savunma ve Yenileme Diplomasisi” başlığı altında gerçekleşti.
Manama zirvesine geçtiğimiz yıl da İsrailli yetkililer katılırken, zirve, İsrailli yetkililerin Arap ülkeleri nezdinde meşrulaştırılması için bir platform görevi de görüyor.
Zirvede, söz alan İsrailli yetkililere barış destekçisi olarak yaklaşılırken, İran’a asıl tehdit olarak yaklaşım sergileniyor.
Zirvede söz alan Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan, kendileri için İsrail ile normalleşmenin ön şartının Filistin ile İsrail arasında anlaşmaya varılması olduğunu söyledi.
Ferhan Suudi’nin endişelerinin giderilmesi durumunda, ABD’nin İran ile nükleer anlaşmaya dönmesine itirazlarının olmadığını belirtti.
Zirvede söz alan Suudi Eski İstihbarat Başkanı Türki el-Faysal, İsrail’in bölgede yabancı bir sömürgeci olduğunu söyleyerek, “İsrail kendisini, onu ortadan kaldırmak isteyen kana susamış katillerle çevrili varoluşsal bir tehditten muzdarip küçük bir ülke olarak sunuyor. Bununla birlikte Suudi ile dost olmak istediklerini de dile getiriyorlar” dedi.
İsrail’in bölgede yabancı sömürgeci güç olduğunu, Filistinlileri zorla yerinden edip, köylerini yıktığını kaydeden Faysal, “evleri istedikleri gibi yıkıyorlar. İstediklerini suikastla öldürüyorlar” dedi.
“Büyük bir ayıya ihtiyacımız var. Yani barışa iteklemesi için ABD’ye ihtiyaç duyuyoruz” diyen Faysal sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail şartsız barış istiyor, biz ise yerleşim yerlerini kaldırın diyoruz. Bu şekilde barış için iyi niyetinizi gösterebilirsiniz. İsraillileri uzanmış elimizi kabul etmeye ve Arap Barış Girişimi'ni kabul etmeye çağırıyorum. Ancak o zaman İran'a karşı birlikte durabiliriz.”
Siyonist İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi, El-Faysal’ın açıklamalarından üzüntü duydupğunu söyleyerek, “Suudi Arabiastanlı eski yetkilinin yalan ithamları gerçekleri ve bölgenin içerisinde olduğu değişim ruhunu yansıtmıyor. Açıklamalarını reddediyorum. Kınama çağının bittiğini vurguladım. Biz yeni bir çağın şafağındayız, barış çağı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Arabi21’de yer alan habere göre, Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, zirvede El-Faysal’ın Filistin’le ilgili açıklamalarının Suudi halkının vicdanını yansıttığını belirtti. Kasım İsrail’e karşı açıklamadan memnuniyet duyduklarını kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da zirvede ABD’nin İran ile nükleer anlaşmaya yönelik bakış açısını ifade eden açıklamalarda bulundu.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyyani’nin ise, İran’ı hedef almaktan uzak durması dikkat çekti.
Zeyyani, İsrail’le barış analaşmalarının hiçbir devleti hedef almak için olmadığını iddia ederek, İsrail’le yeni normalleşme anlaşmalarının bölgedeki oyun kurallarını değiştirebileceğini ifade etti.
Öte yandan, bazı analistler zirvede BAE ile Suudi arasındaki rekabetin ortaya çıktığını kaydederken, zirvenin Manama’da yapılması nedeniyle Suudi’nin bir yandan kendi etkisindeki devlet olan Bahreyn üzerinden İsrail’le barışa hazır olduğu mesajını verdiği, diğer yandan ise İran’la nükleer anlaşmaya dönmekk isteyen Biden yönetimine mesaj verdiği belirtiliyor. Ayrıca, Suudi’nin İsrail’le masaya daha güçlü bir şekilde oturmak istediğini ortaya koyduğu ve İsrail’le barışmalarının mümkün olduğunu gösterdiği kaydediliyor.
Geçtiğimiz yılın kasım ayında da, Bahreyn'de düzenlenen "deniz güvenliği" konulu İran karşıtı zirveye İsrail'den resmi bir heyet katılmıştı.
Konferansta, "Körfezdeki ticari gemilerin seyir güzergahında İran militanlığıyla yüzleşmek" başlığı altında sunumlar yapılmıştı.