Yemen’in Kızıldeniz’deki operasyonları, suçlu Trump’ın Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin askeri yeteneklerinin yok edildiğine dair yalan ve iftiralarının asılsızlığını ortaya çıkardı.
Batı medyası, Gazze’ye destek amacıyla Sana yönetiminin deniz operasyonlarının devam etmesinin, Trump’ın bu operasyonların durduğuna dair iddialarını yalanladığını ve Amerika, Avrupa ile dünya hükümetlerinde şok etkisi yarattığını bildirdi.
Farklı haberlerde, Trump’ın Yemenlilerin askeri olarak bitirildiğini iddia ettiği ancak Yemenlilerin bugün her zamankinden daha güçlü olduğu belirtildi. Kızıldeniz’de Siyonist varlıkla bağlantılı gemilere yönelik operasyonların aniden yeniden başlamasının bazı ülkeleri şaşırttığı ve Yemenlilerin yıllardır olmadığı kadar güçlü olduklarını teyit ettiği ifade edildi.
Bu Batılı kaynaklar, Yemen’in Kızıldeniz’deki operasyonlarına son vermek için askeri bir çözüm bulunamayacağını ve tek yolun Gazze’ye yönelik saldırıların ve kuşatmanın sona erdirilmesi olduğunu vurguladı.
2023’ün sonlarından bu yana Yemen, Gazze’ye karşı yürütülen İsrail savaşına karşı bölgesel direniş ekseninde merkezi bir güç rolünü pekiştirdi. Yemen Silahlı Kuvvetleri; dronlar, balistik füzeler ve deniz operasyonlarını kapsayan kararlı ve sürekli bir kampanya yürüttü. Bu operasyonlar, esas olarak İsrail bağlantılı gemileri ve Kızıldeniz’deki Amerikan askeri varlıklarını hedef aldı. Gazze ile dayanışma eylemleri olarak açıkça tanımlanan bu hamleler, deniz taşımacılığında büyük aksamalara yol açtı ve bölgedeki uzun süredir devam eden Amerikan deniz üstünlüğünü ciddi şekilde sarstı.
Amerika liderliğindeki hava saldırıları Yemen’in askeri altyapısını yok etmeyi amaçlasa da, Yemen Silahlı Kuvvetleri yalnızca operasyonel kabiliyetini korumakla kalmadı; kampanyasını daha da tırmandırdı. Düşük maliyetli ancak yüksek etkili dron ve füze taktikleri kullanarak, ABD ordusunu büyük kaynaklar harcamaya zorladı. Bu da Eisenhower ve Truman gibi önemli uçak gemilerinin operasyonel yük ve artan iç eleştiriler nedeniyle geri çekilmesine yol açtı.
Yemen’in stratejisinin sonuçları uluslararası arenada geniş yankı buldu. Daha önce bu sularda dokunulmaz kabul edilen Batılı deniz kuvvetleri utanç verici kayıplar yaşadı. ABD öncülüğündeki deniz koalisyonuna katılan bazı Avrupa ülkeleri, Danimarka savaş gemisinin etkisiz hâle getirilmesi gibi doğrudan saldırıların ardından ve artan iç siyasi muhalefet nedeniyle geri çekilmeye başladı.
Bu çatışma, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en stratejik sonuçları olan deniz gerilimlerinden biri hâline geldi. Batı’nın deniz güvenliği yaklaşımındaki büyük zafiyetleri ortaya koydu ve Yemen’in Kızıldeniz’de ve ötesinde askeri dengeleri değiştirme kapasitesine sahip güçlü bir aktör olarak konumunu pekiştirdi.
KUDÜS HABER AJANSI (KHA)