Türkiye ile BAE Arasındaki İlişkilerin Seyri
, 05 Şubat 2018 08:07Türkiye ile Körfez’in önemli ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkiler Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesinin ardından genelde inişli çıkışlı bir seyir izledi. Ancak son yıllarda gerilimin arttığı görülüyor.
2013 yılına gidildiğinde BAE’nin Mısır’da Müslüman Kardeşlerin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidardan düşürülmesiyle sonuçlanan darbeyi desteklediği görülüyor. O dönem Mısır İhvan hareketi Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin desteklediği bir hareketti. Yine aynı dönemde Abu Dabi’nin Ankara Büyükelçisini geri çağrıldığını hatırlamakta fayda var. İki buçuk yıl sonra Türkiye bir Rus savaş uçağını düşürdü. Türkiye’yi kınayan ülkeler arasında BAE de bulunuyordu.
2016 yılında ise ilişkiler düzelir gibi oldu. Nisan ayında BAE, Ankara’ya yeni bir elçi atadı. Ancak aradan birkaç ay geçti ve Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Türk medyası ve iktidar adına konuşan çevreler bu başarısız darbe girişimini arkasında BAE’nin de olduğunu ifade etti. İlişkiler tekrar gerildi.
2017 yılında da Abu Dabi’nin Washington’a atadığı büyükelçi Yusuf el Uteybe ABD’de insanların Türkiye’yi ve teşkil ettiği tehlikeyi anlamadıkları ifadelerini kullandı. Türkiye ile BAE arasındaki tansiyon biraz daha yükseldi.
Yine 2017 yılında Körfez krizinin başlamasından hemen önce Katar’a sunulan 13 maddelik talep listesinde Türkiye’nin üslerinin kapatılmasının da olması Türkiye’nin Körfez’de istenmiyor olduğunun açık bir göstergesi oldu. Kriz boyunca BAE, Katar’a uygulanan ablukanın en büyük destekçisi oldu. 5 Haziran 2017 tarihinden sonra Mısır ve BAE’nin Türkiye’ye tavrı sertleşirken Suudi Arabistan ve Bahreyn nispeten daha sıcak durdu.
Aynı yıl Aralık ayının başlarında Trump’ın çok tepki çeken Kudüs açıklaması geldi. BAE ile Türkiye arasındaki ilişkilerin az da olsa düzelmesi için bir fırsat oluştu. Fakat 13 Aralık’ta Kudüs gündemiyle gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinin ardından BAE medyası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırmaya başladı. Türk Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü genel sekreteri Bedreddin Habiboğlu ise hem BAE hem de Suudi rejiminin Washington ve Tel Aviv’in suç ortağı olduklarını söyledi. Her iki körfez rejimini de Filistin davasını terk etmek ve Kudüs’ü satmakla suçladı.
Bu arada ABD ulusal güvenlik danışmanı General Raymond McMaster’ın Abu Dabi’de günlük yayınlanan The National gazetesinde yer alan ve Türkiye ile Katar’ı radikal İslamcı terörün destekçisi olarak suçlaması gerilimin düşmesini engelleyen bir gelişme oldu. Zira Ankara’ya göre bu açıklamalar BAE’nin ABD yönetimi nezdinde Türkiye aleyhine kulis yapmasının sonucuydu.
21 Aralık 2017 tarihinde ise BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid el Nahyan’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun Medine’ye atadığı Fahreddin Paşa’yı hırsızlıkla itham etmesi Türkiye’nin çok sert tepkisine neden oldu.
Öte yandan Sudan da Türkiye ile BAE arasında başka bir gerilim sebebi oldu. Ankara ve Hartum, Sudan’ın Suakin adasında bir liman ve Türkiye’ye ait bir askeri üs kurma planları yapıyor. Bu gelişmeye Mısır medyası da olumsuz tepki gösterdi. Kahire-Hartum ilişkileri de gerildi.
Bu arada BAE ile Suudi Arabistan’ın Körfez İşbirliği Konseyi’nden ayrı bir şekilde ekonomik ve askeri işbirliği geliştireceklerini açıklamaları aynı zamanda Türkiye’nin Arap Yarımadası ve Körfez’in güvenliği ile ilgili rolü hakkında da farklı düşündüklerinin göstergesi.
Bütün bu gelişmelere bakıldığında kısaca her iki ülke de birbirini bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçluyor.
Diğer yandan iki ülke arasındaki siyasi gerilim ekonomik ilişkileri etkilemiyor. Geçtiğimiz Kasım ayında BAE ile Türkiye’nin Makine Kimya Endüstrisi şirketi arasında bir anlaşma imzalandı. Dubai Uluslararası Havacılık Fuarı’nda imzalanan anlaşmaya göre Türkiye BAE’ye MK-82 ve MK-84 bombaları satacak.
Hem Türkiye hem de BAE’nin güvenlik garantörü olan ABD’nin bölgedeki nüfuzunun zayıflamasıyla oluşan boşluğu bu iki ülke doldurmaya çalışıyor. Ancak çatışan çıkarlar onları zaman zaman karşı kaşıya getiriyor. Siyasi gerilimini ekonomik ilişkileri etkileme ihtimali ise kaygı veriyor.
KUDÜS HABER
Yorumlar (0)